ATATÜRK KÖŞESİ







Sitene Nutuk Kodu

<iframe name="frame_ismi" src="http://www.ataturk.com/nutuk/buynutuk/index.htm" width="670" height="1900" scrolling="no" frameborder="0" marginwidth="0" marginheight="0"></iframe>

Sitene Gençliğe Hitabe Kodu

<html>
<head>
<title>Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi</title>
****** name="description" content="Gençliğe Hitabe">
****** name="keywords" content="genclige hitabe">
****** http-equiv="Content-Type" content="text/html; charset=windows-1254">
****** http-equiv="Content-Language" content="tr">
</head>

<body style="font-family: Verdana; font-size: 8pt;" marginheight="0" marginwidth="0" leftmargin="0" topmargin="0" rightmargin="0" bottommargin="0">

<center>
<br><br>
<font face=Verdana style="font-size: 11px" color="#2d2d2d">
<table width="500" align="center" style="font-family:Times New Roman; font-size:18px"><tr><td colspan="2" align="left">
<p><strong>Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi</strong></p>
<p><strong>Ey Türk Gençliği!</strong></p>
<p>Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.</p>
<p>Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.</p>
<p>Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!</p>
</td></tr>
<tr><td width="310" align="left">&nbsp;</td>
<td width="190" align="left">
<br><br><p><i>Mustafa Kemal Atatürk<br> 20 Ekim 1927</i></p>
<p><img src="ata_imza.gif" width="133" height="49"></p>
</td></tr>
</table>
<br><br>
</center>

</body>
</html>

Sitene Atamızın Gif Şeklinde Değişen Resmi Kodu

<img src="http://img229.imageshack.us/img229/7002/ragbeytfy6eu3.gif" border="0" alt="Image Hosted by ImageShack.us"/></a><br/>

Sitene Atatürk Gifi Kodu

<br><IMG alt="" src="https://img.webme.com/pic/h/htmlkodcular/benigormek.gif"><br>

Sitene İstiklal Marşımız Kodu

<b>İSTİKLAL MARŞI</b><br><br> <marquee width="145" height="155" direction="up" scrolldelay="150">Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;<br>Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.<br>O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;<br>O benimdir, o benim milletimindir ancak.<br><br>Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!<br>Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?<br>Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...<br>Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!<br><br>Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.<br>Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!<br>Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.<br>Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.<br><br>Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,<br>Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.<br>Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,<br>'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?<br><br>Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.<br>Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.<br>Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...<br>Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.<br><br>Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:<br>Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.<br>Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:<br>Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.<br><br>Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?<br>Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!<br>Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,<br>Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.<br><br>Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:<br>Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.<br>Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,<br>Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.<br><br>O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,<br>Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,<br>Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;<br>O zaman yükselerek arşa değer belki başım.<br><br>Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!<br>Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.<br>Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:<br>Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;<br>Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!<br><br><b>Mehmet Akif Ersoy</b><br></marquee></font> <br> <br> <center>

Sitene Atatürk Resimleri ve Hayatı Kodu

<tr>
<td colspan = "2" valign = "top">
<div class = "msgtext"><img src='http://img120.imageshack.us/img120/7531/01st3.jpg' /><br />
<br />
Yıl: 1928.Türkiye Cumhuriyeti henüz 5 yaşında.Dünyaya meydan okuyan lider.Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni saygın bir devlet olarak kabul ettirmesinin haklı gururunu yaşıyor o anda.Çünkü bu masadakiler O'nun ve Türkiye'nin gücü karşısında saygı duymaktan başka birşey yapamayan dünya liderleri.Bu masada.Yani Atatürk'ün masasında o anda tam 32 kral ve 62 cumhurbaşkanı var.<br />
<br />
<br />
<img src='http://img242.imageshack.us/img242/9703/02at1.jpg' /><br />
<br />
Düşmana diz çöktüren lider.''Milletin Efendisidir&quot; dediği köylülerle birlikte memleket meselelerini konuşuyor.Onlardan biri gibi.Onların yanıbaşında.Bir taşın üstünde dikkatle dinliyor onları.Ve bir milleti uyandıran lider, o milletle birlikte yürüyor atiye<br />
<br />
<br />
<img src='http://img242.imageshack.us/img242/9727/03ad6.jpg' /><br />
<br />
1930'un Kasımında çekilmiş bu o an.Sivas'ta bir genç bir sorununu paylaşıyor Ata'sıyla.Bir dilekçe yazmış ''O bizim liderimiz.Bir çözüm bulur'' diyerek hemen yanına koşmuş.Ve işte o lider.Milletin.Halkın lideri.Çok önemsiyor bu genci.Dilekçesini inceliyor ve yakından ilgileniyor.<br />
<br />
<img src='http://img365.imageshack.us/img365/1002/04tl8.jpg' /><br />
<br />
O sadece bir asker.Bir devlet adamı değildi.O her anlamda bir öğretmendi.Matematik.Geometri.Tarih bilgisiyle yeni nesli Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ne yetiştirdi.İzmir Atatürk Lisesi'nde bir Şubat 1931'de öğrencilerle matematik dersindeydi.Kendine güvenen.Kendinden emin duruşuyla tam bir başöğretmendi.<br />
<br />
<img src='http://img365.imageshack.us/img365/5641/05kb7.jpg' /><br />
<br />
1929'un 15 Eylül günüydü.Mustafa Kemal ve arkadaşları Yalova'daydı.Atatürk yolda gördüğü 9 yaşlarındaki bir çocuğa yolu sordu.İşte o çocuk Sığırtmaç Mustafa'ydı.Birgün sonra Mustafa'yı tekrar buldu ve himayesine aldı.Okuttu.Her iki Mustafa takım elbiseleriyle 15 haziran 1930'da sohbet ederken böyle yansıdı o an'a<br />
<br />
<img src='http://img300.imageshack.us/img300/2734/06gy9.jpg' /><br />
<br />
Manevi çocuklarından biri de Afet İnan'dı Atatürk'ün.Ekim 1925’te izmir’e geldiği günlerde bir ilkokulda karşılaşmıştı Afet Hanım'la.Afet İnan'ın isteği, öğrenimini sürdürmek ve yabancı dil öğrenmekti.Atatürk de O'nu İsviçre'ye gönderdi.Bu fotoğraf da 27 Ağustos 1934'te İzmir Vapuru'nda çekilmiş.Modern.Çağdaş Türkiye'nin lideri Afet Hanım'la dans ederken<br />
<br />
<img src='http://img382.imageshack.us/img382/5422/07oh7.jpg' /><br />
<br />
Her zaman çağdaş.Her zaman şık ve karizmatikti. Ama o hep bizden biriydi.Samimiydi.Cumhuriyet'in 10'uncu yılı kutlamaları için sunulan sayfalar dolusu sloğanı okumuş ve birinin altını çizmişti. ''Bunu beğendim'' demişti.O slogan şöyleydi: ''Atatürk, içimizden biri.''İşte içimizden biri Atatürk o anda Kızılcahamam'da yere bağdaş kurmuş dinleniyordu.<br />
<br />
<img src='http://img365.imageshack.us/img365/2995/08gc1.jpg' /><br />
Cumhuriyeti kuran.Devrimleri yapan ve Türk halkının yönünü çağdaş dünyaya çeviren Atatürk sık sık yurt gezileri yapardı.İşte o gezilerden birinde çekilmiş bu o an.Türk kadınına hak ettiği çağdaş değerini kazandıran Atatürk'ün çevresi yine o çağdaş türk kadınlarıyla çevrelenmiş.<br />
<br />
<img src='http://img382.imageshack.us/img382/9093/09hd9.jpg' /><br />
<br />
Ölümünden önceki yıllardı.Hastaydı.Ama durup dinlenmeden çalışmaya devam ediyordu.Türkiye Cumhuriyeti'nin geldiği yeri yeterli bulmuyor.Çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak istiyordu.Yorgundu.Ama biliyordu.Bu işte yorulmak yoktu.Zira O'nun yolundan devam edecek bir nesil düşlüyordu.Siyah-beyaz bir ülkeyi.Karanlıklar içindeki bir ulusu işte böyle renkli bir hale getirmişti.Yola devam etmek gerekirdi</div>




<p align="center">
<table height="500" cellspacing="0" cellpadding="0" width="500" align="center" bgcolor="#fef7f8" border="0">
<tbody>
<tr>
<td>
<table height="500" cellspacing="0" cellpadding="5" width="500" border="0">
<tbody>
<tr>
<td class="content" style="border-right: rgb(170,170,170) 1px solid; border-top: rgb(255,255,255) 2px solid; font-size: 12px; margin-bottom: 5px; border-left: rgb(170,170,170) 1px solid; border-bottom: rgb(170,170,170) 2px solid; background-color: rgb(254,247,248)" valign="top"><!-- okulbahcesi anfang    --><iframe border="0" marginwidth="0" vspace="3" marginheight="0" src="http://www.meb.gov.tr/belirligunler/ataturk/ata.html" frameborder="0" width="100%" scrolling="yes" height="500"></iframe><!-- okulbahcesi ende    --></td>
</tr>
</tbody>
</table>
</td>
</tr>
</tbody>
</table>
</p>















ATATÜRK'ün HAYATI

Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına değin yaşadı.

Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, İstanbul'da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu., Harp Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya atandı. 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie Manevraları'na katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.

1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi.

Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi.

1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletlerine "Çanakkale geçilmez! " dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazını geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferini kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe, 21 Ağustos'ta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren Türk ulusu onurunu İtilaf Devletlerine karşı korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir.

Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Velihat Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyehatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.

Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.

Türk Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'I işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.

 

 

Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır:

  • Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı.

  • Çukurova, Gazi Antep, Kahraman Maraş Şanlı Urfa savunmaları (1919- 1921)

  • I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921)

  • II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921)

  • Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921)

  • Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos 9 Eylül 1922)

Sakarya Zaferinden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşması'yla paramparça edilen, Türklere 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı.

23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu'yla yönetim bağları koparıldı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda

barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı.

 

Atatürk Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:

1. Siyasal Devrimler:
· Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
· Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
· Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

2. Toplumsal Devrimler
· Kadınlara erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)
· Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925)
· Tekke zâviye ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
· Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934)
· Lâkap ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)
· Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerin kabulü (1925-1931)

3. Hukuk Devrimi :
· Mecellenin kaldırılması (1924-1937)
· Türk Medeni Kanunu ve diğer kanunların çıkarılarak laik hukuk düzenine geçilmesi (1924-1937)

4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler:
· Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
· Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)
· Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)
· Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)
· Güzel sanatlarda yenilikler

5. Ekonomi Alanında Devrimler:
· Aşârın kaldırılması
· Çiftçinin özendirilmesi
· Örnek çiftliklerin kurulması
· Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması
· I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması

Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi.

Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927,1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.

Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını komutanlarını ağırladı.

15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu.

Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanımla evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.

1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu.
 
 
ATATÜRK'ÜN SON YILLARI VE ÖLÜMÜ
 
 
Atatürk'ün ilk hastalık belirtisi 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova'da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara'ya yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu. Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana'ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran Atatürk, çok yorgun düştü. Ülkü edindiğimillî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs'ta Ankara'ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul'a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu.
 
 
Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı'nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul'a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi Atatürk'ü çok sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona'da kalan Atatürk'ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı'na nakledildi. Fakat hastalığı durmadan ilerliyordu. O'nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat, çok arzuladığı hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü törenlerine katılamadı.
 
 
29 Ekim 1938'de kahraman Türk Ordusu'na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!" sözü ile Türk Ordusu'nun önemini belirtmiştir. Yine aynı mesajda "Türk vatanının ve Türk'lük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır" diyerek Türk Ordusu'na olan güvenini belirtmiştir.
 
 
Atatürk 1 Kasım 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu'nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.
 
 
Atatürk'ün hastalığı tekrar şiddetlendi. 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her Türk'ün kalbi onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu. Ancak, kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı'nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal Atatürk aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kasım günü Atatürk'ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonunda katafalka konuldu.
 
Üç gün üç gece, gözü yaşlı bir insan seli ulu önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti. Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı'na götürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar, donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı cenazeyiİzmit'e getirdi. Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket edildi.
 
 
Atatürk'ün vefatı üzerine cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra Atatürk'ün tabutu katafalkta alınarak. Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu. Türk milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953'te Etnografya Müzesinden alınan Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi.
 

 

 


yaşamından başlayalım.

 

Mustafa, 1881 senesinde Yunanistan’ın Selanik kentinde (o zamanlar Osmanlı topraklarında idi) doğdu. Babasının ismi Ali Rıza Efendi, annesinin ise Zübeyde Hanımefendi. Osmanlı İmparatorluğu zamanında nüfus kayıtları düzenli olarak tutulmadığı için doğum günü kesin olarak belli değildir. İlerleyen zamanlarda ona doğum tarihi sorulduğu zaman ” Neden 19 mayıs 1881 olmasın” cevabını vermiştir. Mustafa’nın babası gümrük memurluğunda çalışıyordu. Daha sonra buradaki görevinini bırakıp kereste ticareti yapmaya başladı. Orta halli bir aile idi. Ancak mutlu ve düzenli bir aile ortamı vardı. Mustafa, Osmanlı Tarihinin kapanmasına sebep olan olayların çok yoğunlaştığı Trakya’nın en önemli şehri olan Selanik’te büyüdü. Bu bölge ekonomik, siyasi ve kültürel olarak bölgeye yakın ülkelerden oldukça fazla etkilenen bir bölgeydi. Hristiyan ulusların Osmanlı’ya karşı isyan etmeleri, büyük devletlerin yayılma ve nüfuz siyasetleri, en çok burada etkisini gösteriyordu. Bu durum onu çok derinden etkiliyordu. Burada bu olayların meydana gelmesi onun ileride ülkenin geleceği ile ilgili kararlar alırken daha realist ve duyarlı hareket etmesini sağlamıştır. Atatürk’ün okula başlaması ailede görüş ayrılıklarına neden oldu. Annesi Mustafa’yı mahalle mektebine vermek istiyor; fakat babası, onun yeni yöntemlerle eğitim yapan bir okulda eğitim almasını doğru görüyordu. Ancak Zübeyde Hanımefendi’yi de üzmek istemiyordu. Nihayetinde görüş ayrılığı tatlıya bağlandı. Mustafa ilk olarak, annesinin dediği gibi törenle mahalle mektebine kayıt oldu. Sonra bu okuldan alınıp Şemsi Efendi İlkokulu’na kaydedildi. Ali Rıza Efendi’nin vefat etmesi de aileyi zor durumda bıraktı. Zübeyde Hanımefedi, çocuklarını yanına alarak, Selanik civarında çiftlik işleten erkek kardeşinin yanına yerleşti. Mustafa’nın okuldan geri kalması, Zübeyde hanımı oldukça tedirgin ediyordu. Bu sebeple Selanik’e geri döndü. Mustafa, Selanik Mülkiye Rüştiyesi’ne kaydoldu. Ancak asker olmak istediği için bu okulu yarıda bıraktı. Daha sonra annesinden habersiz bir şekilde, askeri rüştiyenin sınavlarına girdi. Sınavı kazanınca, annesi Mustafa’nın isteğini kabul etti. Mustafa’nın yetişmesinde ve düşünsel gelişminde, Selanik Askeri Rüştiyesi oldukça önemli yer tutar. Selanik Askeri Rüştiyesi’nde, yetenek ve zekası ile arkadaşlarının ve öğretmenlerinin sevgisini kazanmayı başardı. Mustafa’nın matematik öğretmeni ona şöyle dedi: “Senin de adın Mustafa, benimde arada bir fark olması gerekmektedir. Artık senin adın Mustafa Kemal olsun.” Mustafa Kemal, kendisinin sınıf arkadaşlarının karşısında gururlandırılmasına çok sevindi. Türk tarihinin onur sayfalarına geçecek “Kemal” adı bu şekilde konuldu. Mustafa Kemal Askeri Rüştiye’yi bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisi’ne kaydoldu. Bu arada başka bir okula devam ederek Fransızcasını geliştirdi. Manastır Askeri idadisi’ni bitirince harp okulunda eğitimine devam etti. Harp okulunu da üstün başarı ile bitirdikten sonra da harp akademisine giren Mustafa, kurmay yüzbaşı rütbesiyle 1905 senesinde orduda göreve başladı. O, büyük bir asker ve nadir yetişen komutanlardandı. İlk askeri başarısını, Trablusgarp’ta kazandı. Birinci Dünya Savaşı esanasında Balkanlarda, Çanakkale’de, Kafkasya’da ve Kurtuluş Savaşı Türk tarihinin sayfalarına parlak sayfalar ve destanlar olarak geçmiştir. 29 Ekim 1923′te TBMM tarafından (reis-i cumhur) cumhurbaşkanı seçildi. Mustafa Kemal Atatürkün Hayatı; Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılık ilkeleri ile Türk ulusuna nasıl hareket etmesi gerektiğini göstererek geçmiştir. esnasında üstlendiği görevler ve kazandığı başarılar, onun askerlik dehasını ortaya koyan en önemli örneklerdir. Özellikle, Kurtuluş savaşı zamanında başkumandan olarak Sakarya ve Dumlupınar savaşlarında elde ettiği başarılar, kurdu. Kurduğu Türk devletini en mükemmel şekilde yönetip bu devletin gelişmesini sağladı. Devlet yönetiminde, asıl hedefi; demokratik, laik, özgür bir cumhuriyet yönetimi oluşturmaktı. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Türk ulusu, çağdaş uygarlığın dışında kalmıştı. Bu sebeple Mustafa Kemal Atatürk Türk ulusunu çağdaş uluslar seviyesine çıkarmak için devrimlerini birer birer yapmaya başladı. Türk ulusunu laik olduğu seviyeye getirmeyi hedefledi ve bu hedefini gerçekleştirdi. Atatürk son yılları ve ölümüne kadar Türk ulusunu, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yükseltmek ve geliştirmek için çabaladı ve bu amacını Atatürk İnkılapları ve Atatürk İlkeleri ile gerçekleştirdi. Ulu önderimiz Atatürk 10 Kasım 1938 tarihinde hayata gözlerini kapadı.

 

Ayrıntılı Bilgi için aşağıdaki bağlantılara tıklayabilirsiniz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Çocukluk Yılları

Mustafa Kemal Atatürk’ün Askerlik Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk’ün Siyasi Hayatı

Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Yılları ve Ölümü

Mustafa Kemal Atatürk İçin Söylenenler

Mustafa Kemal Atatürk’ün Eserleri

Mustafa Kemal Atatürk’ün Kişiliği





İZMİR HAKKINDA HERŞEY





izafet.Com - Resimlerle kısaca Atatürk'ün hayatı..

Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, Amasyada (Haziran 1919)



Mustafa Kemal, Sivas Kongresi üyeleri ile birlikte (Eylül 1919)






Mustafa Kemal, Sivas Kongresi günlerinde (Eylül 1919)



Mustafa Kemal, Kayseride Heyet-i Temsiliye üyeleri ile birlikte (20 Aralık 1919)





TBMM Başkanı Mustafa Kemal, Meclis balkonunda, arkadaşları ve milletvekilleri ile birlikte (23 Nisan 1921)





Mustafa Kemal, Sivas Kongres sonrası, Hüseyin Rauf (Orbay) Bey ve Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile birlikte bir toplantıda (16-29 Kasım 1919)



alıntı..






Selanikte Doğduğe Ev



1905 - Harp Akademisini Bitirdiği Günlerde

Babası Ali Rıza Bey


Annesi Zübeyde Hanım


Kızkardeşi Makbule Atadan



1924 - Eşi Latife Hanım


1898 - Mustafa Kemal Manastır Askeri İdadisi'nde bir grup arkadaşıyla

1899 - 1902 Harp Okulu Öğrencisi Mustafa Kemal

1905 - Harp Akademisi Mezunu Kur. Yzb. Mustafa Kemal


1904-1905 İstanbulda Harp Akademisinde Sınıf Arkadaşlarıyla

1905 - Harp Akademisinde Mezun Olduğu Günlerde



1905 - Şam'da V. Ordu 30. Süvari Alayı'nda Kur. Yzb. M. Kemal[
CENTER][/CENTER]

1908 - Selanikte III. Ordu Emrindeyken Strumca'dan Sofular'a Giderken
Kahvaltıda
1909 - Mustafa Kemal'in Kurmay Başkanlığını yaptığı Hareket Ordusu'nun subayları görev sonrası Selanik'te


1908 - Kolağası (Kıdemli Kur. Yüzbaşı) Mustafa Kemal

[CENTER]

1905 - 1907Mustafa Kemal Yafa'da Alay komutanı ve subay arkadaşlarıyla


1909 - Hareket Ordusu Kurmay Başkanı Kd. Kur. Yzb. Mustafa Kemal subay arkadaşlarıyla İstanbul'da


1910 - Makedonya'da III. Ordu'nun kurmay tatbikatında


1910 - Picardie Manevraları'nda Mustafa Kemal
 







1910 - Fransa'da yapılan Picardie Manevraları'nda M. Kemal


1909 - Mustafa Kemal bir subay arkadaşıyla Taksim Kışlası önünde


Sofya Ateşemiliteri Kur. Bnb. M. Kemal 11-12 Mayıs 1914 gecesi Sofya'da düzenlenen baloda giydiği yeniçeri kıyafetiyle


Kd. Kur. Yzb. Mustafa Kemal Fransa'da bir askeri fabrikada


1912 - Derne Komutanı Kur. bnb. Mustafa Kemal silah arkadaşlarıyla Trablusgarp Savaşı'nda


1912 - Kur. Bnb. M. Kemal Derne'de Hilal-i Ahmer çadırının önünde mücahit arkadaşları ve sağlık görevlileriyle



1912 - 1913 Kur. Bnb. Mustafa Kemal Balkan Savaşları günlerinde


1915 - Anafartalar Grubu Komutanı Kur. Alb. Mustafa Kemal ve emrindeki subaylar


1915 - Çanakkale destanının mimarlarından Kurmay Albay Mustafa Kemal


1915 - Kurmay Albay Mustafa Kemal, Gelibolu Yarımadası


1915 - Çanakkale Muhaberelerinde siperde



1915 - Ressam Wilhelm Victor Krausz'un fırçasından Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal


1915 - Anafartalar Kahramanı M. Kemal, İstanbuldan gelen milletvekillerine muhaberelere ilişkin bilgi veriyor


1916 - Kurmay Albay Mustafa Kemal, Vehip Paşa ve bir heyette Keşan II. Ordu Karargahında


1916 - XVI. Kolordu K. Tümg. Mustafa Kemal'in Bitlis'i Ziyareti


1916 - II. Ordu Komutanı Tümg. Mustafa Kemal'in 1916 yılında çektirip 21 Kasım 1917'de bir arkadaşına imzallattığı fotoğrafı


1918 - Tedavi için gittiği Avusturya'nın Karlsbad kentinden satın aldığı takım elbise ve şapkayla


1916 - II. Ordu K. Tümg. M. Kemal, Diyarbakır'da Avusturya-Macaristan otomobil kolunu denetlerken


1916 - Tümg. Mustafa Kemal, Diyarbakır'da II. Ordu Karargahı'nda karşılanıyor


1918 - Yıldırım Orduları Grup Komutanı Tümg. Mustafa Kemal


1918 - VII. Ordu Komutanı Tümg. M. Kemal Şam'da


1918 - Ruşen Eşref Ünaydın'a imzaladığı fotoğrafı


1919 - 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı Bandırma vapurunun Anıtkabir Müzesi'ndeki maketi


1919 - 9. Ordu Müfettişi Tümg. M. Kemal'in Samsun'a hareketinden 28 gün önce çektirip Rauf Orbay'a imzaladığı fotoğrafı


1919 - Erzurum Kongresi öncesi askerlikten istifa ettikten sonra giydiği kıyafet


1919 - Mustafa Kemal, Sivas Kongresi'ndeki kıyafetiyle


1919 - Sivas Kongresi'ne katılanlardan bir grup Kongre Başkanı Mustafa Kemal'le


1919 - Sivas Kongresi Başkanı Mustafa Kemal


1920 - TBMM'nin açılışından yapılan tören


1920 - Mustafa Kemal, Ankara'daki ikinci karargahı İstasyon'daki Direksiyon adı verilen binadan çıkarken


1920 - Mustafa Kemal, İnönü'yle Ankara Ziraat Mektebi'ndeki karargahında


1920 - TBMM Başkanı Mustafa Kemal


1921 - TBMM Başkanı Mustafa Kemal, Dersim(Tunceli) Milletvekili Diyap Ağa'yla


1921 - Yozgat İsyanı'nı bastırmak üzere görevlendirilen Çerkes Ethem ve adamları İstasyon'daki karargah binası önünde Mustafa Kemal'le


1921 - TBMM Başkanı Mustafa Kemal


1921 - Sakarya Meydan Savaşı'nı yönetirken


1921 - Mustafa Kemal, İnönü Savaşları sonrasında İsmet Paşa'yla Çankayada


1921 - Batı cephesini ve I. İnönü savaş alanını gezdikten sonra trenle Ankara'ya dönerken


1921 - Sakarya Meydan Savaşı'nda başkomutan ve maiyeti savaşta


1921 - Sakarya Savaşı'ndan Önce denetlemede












Sitene Nutuk Kodu

<iframe name="frame_ismi" src="http://www.ataturk.com/nutuk/buynutuk/index.htm" width="670" height="1900" scrolling="no" frameborder="0" marginwidth="0" marginheight="0"></iframe>


Sitene Gençliğe Hitabe Kodu

<html>
<head>
<title>Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi</title>
<meta name="description" content="Gençliğe Hitabe">
<meta name="keywords" content="genclige hitabe">
<meta http-equiv="Content-Type" content="text/html; charset=windows-1254">
<meta http-equiv="Content-Language" content="tr">
</head>

<body style="font-family: Verdana; font-size: 8pt;" marginheight="0" marginwidth="0" leftmargin="0" topmargin="0" rightmargin="0" bottommargin="0">

<center>
<br><br>
<font face=Verdana style="font-size: 11px" color="#2d2d2d">
<table width="500" align="center" style="font-family:Times New Roman; font-size:18px"><tr><td colspan="2" align="left">
<p><strong>Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi</strong></p>
<p><strong>Ey Türk Gençliği!</strong></p>
<p>Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.</p>
<p>Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.</p>
<p>Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!</p>
</td></tr>
<tr><td width="310" align="left">&nbsp;</td>
<td width="190" align="left">
<br><br><p><i>Mustafa Kemal Atatürk<br> 20 Ekim 1927</i></p>
<p><img src="ata_imza.gif" width="133" height="49"></p>
</td></tr>
</table>
<br><br>
</center>

</body>
</html>


Sitene Atamızın Gif Şeklinde Değişen Resmi Kodu

<img src="http://img229.imageshack.us/img229/7002/ragbeytfy6eu3.gif" border="0" alt="Image Hosted by ImageShack.us"/></a><br/>

Sitene Atatürk Gifi Kodu

<br><IMG alt="" src="https://img.webme.com/pic/h/htmlkodcular/benigormek.gif"><br>

Sitene İstiklal Marşımız Kodu

<b>İSTİKLAL MARŞI</b><br><br> <marquee width="145" height="155" direction="up" scrolldelay="150">Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;<br>Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.<br>O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;<br>O benimdir, o benim milletimindir ancak.<br><br>Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!<br>Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?<br>Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...<br>Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!<br><br>Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.<br>Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!<br>Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.<br>Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.<br><br>Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,<br>Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.<br>Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,<br>'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?<br><br>Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.<br>Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.<br>Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...<br>Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.<br><br>Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:<br>Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.<br>Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:<br>Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.<br><br>Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?<br>Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!<br>Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,<br>Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.<br><br>Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:<br>Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.<br>Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,<br>Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.<br><br>O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,<br>Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,<br>Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;<br>O zaman yükselerek arşa değer belki başım.<br><br>Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!<br>Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.<br>Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:<br>Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;<br>Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!<br><br><b>Mehmet Akif Ersoy</b><br></marquee></font> <br> <br> <center>

Sitene Atatürk Resimleri ve Hayatı Kodu

<tr>
<td colspan = "2" valign = "top">
<div class = "msgtext"><img src='http://img120.imageshack.us/img120/7531/01st3.jpg' /><br />
<br />
Yıl: 1928.Türkiye Cumhuriyeti henüz 5 yaşında.Dünyaya meydan okuyan lider.Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni saygın bir devlet olarak kabul ettirmesinin haklı gururunu yaşıyor o anda.Çünkü bu masadakiler O'nun ve Türkiye'nin gücü karşısında saygı duymaktan başka birşey yapamayan dünya liderleri.Bu masada.Yani Atatürk'ün masasında o anda tam 32 kral ve 62 cumhurbaşkanı var.<br />
<br />
<br />
<img src='http://img242.imageshack.us/img242/9703/02at1.jpg' /><br />
<br />
Düşmana diz çöktüren lider.''Milletin Efendisidir&quot; dediği köylülerle birlikte memleket meselelerini konuşuyor.Onlardan biri gibi.Onların yanıbaşında.Bir taşın üstünde dikkatle dinliyor onları.Ve bir milleti uyandıran lider, o milletle birlikte yürüyor atiye<br />
<br />
<br />
<img src='http://img242.imageshack.us/img242/9727/03ad6.jpg' /><br />
<br />
1930'un Kasımında çekilmiş bu o an.Sivas'ta bir genç bir sorununu paylaşıyor Ata'sıyla.Bir dilekçe yazmış ''O bizim liderimiz.Bir çözüm bulur'' diyerek hemen yanına koşmuş.Ve işte o lider.Milletin.Halkın lideri.Çok önemsiyor bu genci.Dilekçesini inceliyor ve yakından ilgileniyor.<br />
<br />
<img src='http://img365.imageshack.us/img365/1002/04tl8.jpg' /><br />
<br />
O sadece bir asker.Bir devlet adamı değildi.O her anlamda bir öğretmendi.Matematik.Geometri.Tarih bilgisiyle yeni nesli Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ne yetiştirdi.İzmir Atatürk Lisesi'nde bir Şubat 1931'de öğrencilerle matematik dersindeydi.Kendine güvenen.Kendinden emin duruşuyla tam bir başöğretmendi.<br />
<br />
<img src='http://img365.imageshack.us/img365/5641/05kb7.jpg' /><br />
<br />
1929'un 15 Eylül günüydü.Mustafa Kemal ve arkadaşları Yalova'daydı.Atatürk yolda gördüğü 9 yaşlarındaki bir çocuğa yolu sordu.İşte o çocuk Sığırtmaç Mustafa'ydı.Birgün sonra Mustafa'yı tekrar buldu ve himayesine aldı.Okuttu.Her iki Mustafa takım elbiseleriyle 15 haziran 1930'da sohbet ederken böyle yansıdı o an'a<br />
<br />
<img src='http://img300.imageshack.us/img300/2734/06gy9.jpg' /><br />
<br />
Manevi çocuklarından biri de Afet İnan'dı Atatürk'ün.Ekim 1925’te izmir’e geldiği günlerde bir ilkokulda karşılaşmıştı Afet Hanım'la.Afet İnan'ın isteği, öğrenimini sürdürmek ve yabancı dil öğrenmekti.Atatürk de O'nu İsviçre'ye gönderdi.Bu fotoğraf da 27 Ağustos 1934'te İzmir Vapuru'nda çekilmiş.Modern.Çağdaş Türkiye'nin lideri Afet Hanım'la dans ederken<br />
<br />
<img src='http://img382.imageshack.us/img382/5422/07oh7.jpg' /><br />
<br />
Her zaman çağdaş.Her zaman şık ve karizmatikti. Ama o hep bizden biriydi.Samimiydi.Cumhuriyet'in 10'uncu yılı kutlamaları için sunulan sayfalar dolusu sloğanı okumuş ve birinin altını çizmişti. ''Bunu beğendim'' demişti.O slogan şöyleydi: ''Atatürk, içimizden biri.''İşte içimizden biri Atatürk o anda Kızılcahamam'da yere bağdaş kurmuş dinleniyordu.<br />
<br />
<img src='http://img365.imageshack.us/img365/2995/08gc1.jpg' /><br />
Cumhuriyeti kuran.Devrimleri yapan ve Türk halkının yönünü çağdaş dünyaya çeviren Atatürk sık sık yurt gezileri yapardı.İşte o gezilerden birinde çekilmiş bu o an.Türk kadınına hak ettiği çağdaş değerini kazandıran Atatürk'ün çevresi yine o çağdaş türk kadınlarıyla çevrelenmiş.<br />
<br />
<img src='http://img382.imageshack.us/img382/9093/09hd9.jpg' /><br />
<br />
Ölümünden önceki yıllardı.Hastaydı.Ama durup dinlenmeden çalışmaya devam ediyordu.Türkiye Cumhuriyeti'nin geldiği yeri yeterli bulmuyor.Çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkarmak istiyordu.Yorgundu.Ama biliyordu.Bu işte yorulmak yoktu.Zira O'nun yolundan devam edecek bir nesil düşlüyordu.Siyah-beyaz bir ülkeyi.Karanlıklar içindeki bir ulusu işte böyle renkli bir hale getirmişti.Yola devam etmek gerekirdi</div>



 
 
www.tarlayolu.tr.gg Sayaç
 
www.zaeypedagojik.tr.gg
Facebook beğen
 
 

Tarihte Bugün v.5.0
YEMEK VE PASTA TARİFLERİ
 
ÖNEMLİ DUYURU
 

-------DUYURULAR-------

ZAEY PEDAGOJİK DANIŞMA MERKEZİMİZ AÇILDI UZMAN PEDAGOG-- ESRA YIKICI TELEFON: 0352 2213070 ADRES: ERCİYES HASTANESİ YANI ÇINAR APT. KAT-3 DAİRE 6 MELİKGAZİ-KAYSERİ ÇOCUKLARINIZIN EĞİTİMİ VE GELİŞİMİ İÇİN HİZMETİNİZDEYİZ. www.zaeypedagojik.tr.gg www.zaey-pedagog.tr.gg sitelerimizi ziyaret edebilirsiniz.

htmlkodlar.net

 
tüm gün 82867 ziyaretçi (249002 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol