Yeni bebek isimleri en popüler en yeni modern bebek isimleri bebek adları anlamları |
|
Abay : Sezgi, anlayış, dikkat |
Acun : Dünya,varlık |
Açelya : Fundagiller familyasından, kokusuz ama güzel renkli çiçek. |
Adam : Allah'ın yarattığı ilk insan / Adam |
Ahsen : En güzel, Çok güzel |
Ajda : Filiz, sürgün - Üzeri çentik çentik olan şey |
Akasya : Küçük sıra yapraklı, süs için yetiştirilen bir ağaç.Salkımağacı |
Akay : Beyaz ay,dolunay |
Akel : Dürüst,güvenilir |
Akın : Hızlı bir biçimde düşmana yapılan saldırı |
Aktaç : Beyaz taç,gelin tacı |
Aktan : Aydınlık gece |
Alara : Al + ara. Al=Kırmızı, ara=bezeyen, süsleyen , Kırmızı süs anlamında bir tamlama |
Alarcın : Güzelliğini ateşin kırmızılığından alan |
Alçin : Kırmızı renkli küçük bir kuş türü |
Aleyna : Esenlik ve güzelliklere sahip, esenlik içinde olan |
Alkan : Kızıl kan |
Alkın : Sevdalı,aşık |
Alpay : Cesur,yiğit |
Alper : Alp + Er Cesur erkek Soylu erkek anlamında |
Altan : Kızıl Şafak |
Andaç : Bir kimseyi hatırlamak için saklanan şey, hatıra |
Andaç : Armağan,hediye |
Anıl : Ölçülü davranan, hoşa giden kimse |
Aral : Takımada,sıradağlar. |
Aras : Sahip çıkılan buluntu, Doğu anadoluda bir ırmağın adı |
Arcan : Saf,temiz |
Arda : Halef, ardından gelen |
Arel : Temiz,dürüst |
Argün : Temiz gün, günlük güneşlik, yaşama sevinci veren gün |
Arıkan : Temiz soy |
Arın : Temiz,saf - Alın |
Arkan : Temiz kandan gelen - Üstün,galip |
Armağan : Hediye,ödül |
Arman : Hasret,özlem - Sıkıntı |
Artaç : Ar+ Taç Utanma duygusunu baş tacı eden |
Asena : Türk Mitolojisinde Ergenekon destanında adı geçen dişi kurt |
Aslı : Kök, köken - Aşık Kerem'in sevgilisi |
Asrın : Çağdaş, bu asıra ait olan, asıra uygun olan |
Asrın : Bu asıra ait, bu devire uygun |
Asutay : Hırçın tay |
Asya : Yeryüzünün anakaralarından (kıta) birinin adı |
Aşkın : Aşmış, ileri, üstün/ Senin aşkın |
Aşkın : Benzerlerinden daha üstün - Coşkun |
Ata : Baba, ced, Ecdat, Büyükbaba, Bilge |
Atacan : Hoşgörülü,babacan |
Atak : Canlı,girişken-Cömert-Nişancı |
Atalay : Ünlü,şöhretli |
Ataman : Ata kişi,önder |
Atay : Herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü |
Ateş : Yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması |
Atıl : İleri hamle yap, anlamında Atıl, atılmak |
Atılgan : Engelleri aşan - Korkusu olmayan |
Atınç : Atılgan / Atak |
Aybar : Gösterişli,heybetli |
Ayben : Ay gibi. Ayın kendisi |
Ayberk : Sağlam kişilik- Ayın parlaklığı |
Aybüke : Ay gibi parlak, aynı zamanda zeki, akıllı |
Ayca : Ay gibi parlak ve aydınlık |
Ayça : Ayın ilk günlerde aldığı biçim, hilal |
Ayçin : Ayçın, ay gibi, aya benzer |
Ayda : Dere kıyılarında yetişen bir bitki - Parmakları, endamı güzel kadın |
Aydil : Güzel, parlak, aydınlık gönül |
Aygen : Gönül dostu |
Aykan : Kanı ay gibi parlak ve temiz Ay Kanlı |
Aysen : Aydan farksız, ayın yerdeki benzeri, güzel sevimli |
Ayşan : Şanı ay gibi parlak olan |
Aytaç : Ay gibi taçlı |
Aytek : Ay gibi |
Aytunç : Ay gibi güzel,tunç kadar sağlam |
Ayyüce : Ay gibi aydınlık nurlu ve yüce olan er |
Azer : Azerbaycan kelimesinin kökü olan Azer'den.. |
Azra : Bakire, el değmemiş |
Bahar : Doğanın canlandığı mevsim |
Balca : Bal damlası, bal gibi |
Balım : Benim balım, tatlım - Çok sevgili, samimi arkadaş |
Banu : Ev kadını , bayan |
Baran : Yağmur |
Baran : Yağmur mevsimi |
Baransel : Güce, kuvvete ait. Güçsel. |
Barın : Bütün,tüm - Güç kuvvet |
Barış : Uzlaşma. |
Barkan : Çölde oluşan küçük kum kitlesi |
Barkın : Gezgin, Seyyah, Sürekli gezipdolaşan |
Barlas : Kahraman |
Bars : Kaplan benzeri yırtıcı hayvan |
Başak : Tahılların tanelerinin bulunduğu kısım |
Başar : Başarılı ol anlamında |
Başar : Başarılı ol anlamında |
Başer : Başta gelen |
Batı : Güneşin battığı yön |
Batıhan : Batı'nın hükümdarı, hanı |
Batıray : Ay gibi yiğit |
Batu : Güçlü Kuvvetli |
Batur : Korkusuz, yiğit. |
Baycan : Zengin |
Bayhan : Zengin ve güçlü |
Baykal : Yaban kısrağı. Moğolistandaki büyükgöl |
Baysal : Dirlik düzenlik içinde, sakin,gürültüsüz. |
Bayülken : Göğün 16.katında oturan barış tanrısı |
Begüm : Saygıdeğer kadın, hanımefendi - Hint prenseslerine verilen san |
Belin : Şaşkınlık, hayret |
Bengi : Sonsuz, sonsuzluk |
Bengisu : İnsana ölmezlik verdiğine inanılan su / Abıhayat |
Bengü : Sonu olmayan, ebedi |
Bengül : Üzerinde benekler bulunan gül |
Bensu : Su gibi aziz benlik |
Beray : Ayın en ışıltılı, en parlak hali |
Berfin : Kar toplayan |
Beril : Mücevher olarak da kullanılan bir tür maden |
Berin : Manen çok yüksek |
Berk : Sağlam güçlü, dayanıklı |
Berkan : Parlama - Kıvırcık kuzu postu |
Berkant : Sağlam Yemin . Berk + Ant. |
Berkay : Sağlam yapılı ve ayışığı gibi parlak olan. Ay ışığı, Güçlü ay |
Berke : Cengiz Han'ın torununun adı. Değnek, sopa, kamçı anlamında da kullanılır |
Bermal : Birşeyler yapmakla ilgili, yapan, ortaya çıkaran, becerikli |
Berna : Genç, delikanlı |
Berrak : Temiz, saf, arınmış |
Beste : Ezgilerin özgün dizimi, |
Betigün : Beti:Yüz (Bet benizdeki gibi) Gün: Aydınlık, Aydınlık yüz |
Betil/Betül : Temiz, iffetli |
Bike/Bikem : Kadın, hanım |
Bilge : Çok bilen ve bildiklerini başkalarının yararına sunan |
Bilge : Derin bilgi sahibi |
Bilun : Yarım Ay |
Bingül : Bin gülün güzelliğinde |
Birant : Tek yemin. Özelliği olan yemin |
Biricik : Tek, bir tane, emsalsiz |
Birsu : Özel bir su biricik su gibi |
Bora/Boran : Ardından yağış getiren şiddetlirüzgar. |
Bucak : Genellikle, geniş verimli bakımlı alanlara verilen ad (Köşe bucaktaki anlamı gibi) |
Buğra : Erkek deve |
Buket : Çiçek demeti |
Bulut : Bildiğimiz bulut. |
Burcu : Güzel ve etkileyici kokunun salgılanışı |
Burç : Kale, hisar çıkıntısı - Güneş sistemi - sarp yamaç |
Burçak : Baklagillerden bir bitki |
Burçak : Tohumları kullanılan bir bitki türü |
Burçin : Dişigeyik |
Can : İnsan ve hayvanlarda yaşamı sağlayan ve ilk korunan |
Canalp : Özünde yiğitlik, güç olan |
Canberk : Güçlü, sağlam |
Candaş : Dost, yoldaş |
Canel : Dostluk eli |
Canel : İçten, candan uzatılan dostluk eli |
Caner : İçten, sevimli |
Cankat : Yaşamına can ekle, sevinçle dol |
Cankat : Yaşamına can ekle, sevinçle dol |
Cankut : Mutlu, talihli - Talih, şans |
Cansın : Dostsun, sevgilisin |
Cansın : İçten, gönüldensin |
Cansu : Cana benzer değerde |
Ceren : Ceylan, ahu |
Çağan : Bayram, şenlik, mutlu gün |
Çağdaş : Aynı çağda yaşayan, çağa uygun |
Çağın : Yıldırım, şimşek |
Çağla : Badem, erik ve Kaysı gibi meyvaların ham hali |
Çağlar : Çağıldayarak akan su, şelale |
Çağman : Çağdaş insan |
Çağrı : Davet |
Çakın : Şimşek, parıltı |
Çelen : Yakışıklı, saçak, akıllı |
Çevrim : Girdap, sürekli değişim, anafor |
Çığır : Çığın açtığı iz, yol - Yenilikçilik |
Çiçek : Bitkilerin üreme organlarını taşıyan renkli bölümü |
Çiğdem : Zambakgillerden bir tür kır bitkisi |
Çilay : Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler |
Çiler : Güzel öten, güzel ötüşlü |
Çisem : Çiseleyen yağmur |
Çolpan : Gözleri uzağı iyi gören, ilerigörüşlü |
Dalan : Biçim - İnce, zarif |
Dalay : Deniz |
Damla : Bir sıvının küçük parçacığı |
Darcan : Sıkıntılı, aceleci |
Defne : Yaprakları güzel kokulu, yaz kış yeşil olan bir ağaç türü |
Delfin : Yunus balığı |
Demet : Sapları bir araya getirilip bağlanan bitki ya da çiçek |
Deniz : Bildiğimiz masmavi sular |
Deren : Derleyen, toplayan |
Derin : Yüzeyi, tabanından uzak olan |
Derin : Yüzeyi tabanına uzak olan |
Destan : Kahramanlık olaylarını konu alan şiir |
Deste : Cinsleri aynı ya da birbirine yakın şeylerin birarada bağlanması |
Devlet : Bütün Ulus |
Devrim : Önemli ve temelli değişiklik /inkilap |
Dicle : Güneydoğu bölgemizde bir nehir |
Didem : Dide ,Göz: Didem= Gözüm |
Dilay : Gönlü ay gibi parlak, ışıklı olan / ışıl ışıl berrak konuşan |
Diler : İsteyen, dileyen |
Dilmen : Güzel konuşan |
Dinç : Güçlü, sağlıklı |
Doğa : Tabiat |
Doğuş : Yaradılış |
Duru : Saf, berrak |
Durul : Suyun durulması, aklanması |
Duyal : Duygulu duyarlı çabuk duygulanan |
Dünya : Yeryüzü |
Ebru : Kaşe / Hare gibi dalgalı kumaş |
Ece : Reis / Ulu / İlerigelen |
Ecem : Kraliçem, benim sultanım |
Efe : Ağabey - Yiğit,cesur - Kabadayı |
Ege : Yüce, büyük ulu / Ülkemizin Batısındaki deniz |
Ege : Bir çocuğu koruyan, ondan sorumlu olan - Bir deniz |
Egemen : Bir yere hakim olan |
Ejder : Bir masal yaratığı, korkulan, güçlü |
Ekim : Ekme, yetiştirme - Yılın onuncu ayı |
Ekin : Buğday / Tahılın ekimden harman dönemine kadarki hali / Kültür |
Ekin : Tahılın ekiminden, harman dönemine kadarki hali / Kültür |
Ela : Sarıya çalar kestane rengi |
Elçin : Deste / Demet / Bir kerede ele alınabilecek kadar az olan nesne |
Eldem : Sevimli, cana yakın |
Elvan : Renkli, renk renk / güzel kokuların yayılması |
Emre : Aşık, dost, Beylerbeyi, Büyük erkek kardeş |
Ender : Seçkin, eşi benzeri az bulunan |
Ener : En yiğit, en kahraman |
Enginsu : Açık deniz |
Eray : Ay gibi parlak erkek |
Erberk : Şimşek gibi yiğit |
Erçin : Erken doğan, En erken davranan |
Erden : Bekaret / İnsan eli değmemiş /Erkenden |
Erden : Bakire - El sürülmemiş yer |
Erem : Ulaşmak, kavuşmak için çaba gösteren |
Eren : Ermiş kişi Ermekten |
Erenay : Ermiş olan Ay gibi nurlu |
Ergin : Olgunlaşmış, güngörmüş |
Erim : Sevgi, mutlu haber |
Erinç : Rahat, dirlik |
Ertaç : Erkekliği taç gibi taşıyan |
Ertan : Tan gibi ateş renkli er |
Ertem : Erdem / Fazilet |
Erten : Sabah, gündoğumu anı |
Esat : Çok uğurlu ve mutlu |
Esen : Sağ, sağlıklı |
Esen : Sağ salim, rahat, mutlu sağlıklı |
Eser : Rüzgarın esmesi/ Ortaya konan yapıt |
Esin : Rüzgar / İlham /İçe doğan duyguve düşünce |
Evgin : Telaşlı, aceleci |
Evren : Kainat, yaratılmışların tümü |
Evren : Var olan şeylerin tümü - Felek, cihan |
Evrim : Değişim ve gelişmeler dizisi |
Evrim : Aşamalarla kendini gösteren ilerleme,değişim |
Evşen : Hafif / Şen olan ev gibi de tanımlanabilir |
Eylem : Değişiklikdoğuran davranış, iş |
Eylül : Yılın 30 gün süren 9. ayı (Güz'ün başlangıcı) |
|
Ezel : Başlangıcı olmayan |
Ezgi : Belli bir kuralla yaratılan, duygu meydana getiren ses dizisi, şarkı, türkü |
Fırat : Tatlı su - Türkiye'nin en uzun akarsuyu |
Fidan : Ağaçların genç ve yeni yetişeni |
Filiz : Ağaçtan süren taze dalcıklar |
Firuze : Mesut, mutlu - Açık yeşille gök mavisi renkleri arasında kıymetli taş |
Fuldem : Her zaman geniş açık görüşlü |
Fulden : Her zaman geniş açık görüşlü |
Fulya : Nergislerden soğan köklü bir bitki |
Funda : Küçük çalılık / Süpürge otu |
Furkan : İyi ile kötüyü birbirinden ayıran kanıt / Kuran-ı Kerim |
Gazal : Ceylan, geyik - Güzel, iri göz |
Gediz : Su birikintisi, gölcük - Ege'de bir akarsu |
Gencay : Ayın bir haftalık hali, hilal |
Gencay : Hilal |
Gencer : Genç yiğit |
Genco : Genç olmaktan,genç o anlamına |
Giray : Uygun, eskiden Kırım hanlarına verilen ünvan |
Girgin : Kolay yakınlık kuran |
Gizem : Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik |
Gökalp : Mavi gözlü yiğit - Göklerin yiğidi |
Gökay : Gök ve Ay gibi güzel olan |
Gökben : Özü genç olan |
Gökberk : Yeşil yaprak |
Gökcan : Yeşermiş, taze can, özlemle dolucan |
Gökçe : Gökrengi, göğce |
Gökçe : Sevimli güzel / Gök rengi, mavimsi |
Gökçen : Mavi gözlü |
Gökçen : Güzel, hoş |
Göker : Gökyüzü gibi er |
Gökhan : Göklerin hakanı Gök gibi büyükhan |
Gökmen : Gök rengi gözlü |
Göknil : Gökyüzüne ait olan, Gök + Nil olarak da düşünülebilir |
Göknur : Nurlu, ışıklı, aydınlık gökyüzü |
Göksel : Gökle ilgili, göğe ait |
|
Göksu : Mavi su, akarsulara verilen ad |
Gökşin : Gök gibi mavi gözlü / Sonsuz mavi derinlik |
Göktan : Mavi şafak |
Göktuğ : Gök renkli Tuğ sahibi |
Gönül : Kalp, eğilim, sevgi arzu heyecan gibi duyguların bulunduğu yer |
Görkem : İhtişam, gösteriş |
Gözde : Göze girmiş, birince sevilip beğenilen |
Güçhan : Çetin, güçlü han |
Gül : Gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği |
Gülbahar : Ebru yapmakta kullanılan koyu kırmızıboya |
Gülben : Ben, gül'üm anlamında |
Gülbiz : Bizim gülümüz |
Gülçin : Gül derleyen, gül toplayan |
Güldem : Hiç solmayan her dem gül, her dem gülen |
Gülden : Gül gibi, güle ait, gülden yapılmış |
Güler : Gülen, sevinçli, sevinç ve mutluluk dağıtan, temiz kalpli, insanları mutlu eden |
Gülin : Güle ait olan, gülden gelen |
Güliz : Gül gibi güzel iz bırakan |
Gülseli : Gül seli |
Gün : Gündüz vakti / Aydınlık |
Günalp : Güneş gibi yiğit |
Gündoğdu : |
Gündüz : Gecenin karşıtı |
Güneri : Günün yiğidi |
Güneş : Gezegen sistemimizin enerji kaynağı |
Güneş : Kendi sistemi içindeki gezegenlere ısı ışık veren gökcismi |
Güneşi : Gündüz kadar güzel |
Güney : Dört yönden biri - Her zaman güneşli yer |
Günhan : Oğuz'un altı oğulundan Güneşi simgeleyenin adı |
Güniz : Günün başlangıcını belirleyen görüntü |
Günnur : Güneş ışığının aydınlığı, nuru |
Günsel : Günle ilgili güne ait |
Günsel : Gün ışığı, ışık seli |
Günseli : Işık seli, bol parlak ışık demeti |
Günser : Işık ver, parla |
Güntan : Güneşin doğuşundan az önceki zaman |
Güntekin : Güneş gibi tek |
Güral : Çok al, bol al |
Güralp : Güçlü yiğit |
Güray : Bereketli, bolluk içinde olan ay |
Gürcan : Herkesi seven, özveride bulunan |
Gürcan : Herkesi seven, özveride bulunan |
Gürel : Sürekli oluşum ve dönüşüm halinde olan |
Gürkan : Gürbüz, kanı bol |
Gürol : Hayat boyu herşeyin bol olsun |
Gürsel : Gürlükle ilgili, gür olan |
Gürsoy : Güçlü, kalabalık soydan |
Gürtan : Işıklı, geniş tan yeri |
Güven : İtimat, emniyet |
Güven : Birşeyden beklenen niteliğe inanıp ona göre davranmak |
Güvenç : Güven - Sevinçli - Dayanak, yardım |
Güzey : Güneş görmeyen yer, kuzey |
Güzin : Seçici, beğenici |
Harika : Eşyanın tabiatı dışında, doğa üstü, garip şey, olağanüstü |
Hasret : Özlem |
Hatay : İl adı Antakya olan kentimizin adı |
Hayal : İnsanın beyninde kurduğu düşünceler , kesitler, olaylar |
Hayat : Yaşam, doğumdan ölüme kadar geçen süre |
Hazal : Haz duy, tad al anlamında |
Hazan : Güz, sonbahar |
Hazar : Barış / Bir yerde oturma hali |
Hazer : Deniz, büyük su |
Hıncal : Öc al, intikam al anlamında |
Hümeyra : Aklık, beyazlık |
Hüray : Ay gibi özgür |
Ildır : Parıltı, parlayış - Alacakaranlık |
Ildız : Yıldız - Gündönümünden 10 gün öncesi |
Ilgar : Çabuk, hızlı - Hücüm, akın - Havanın açık olması - Öfke |
Ilgaz : Atın dört nala koşması - Akın, hücum - Çankırı'nın merkez ilçesi - Bir dağ |
Ilgaz : Hücum, akın - Bir dağ |
Ilgın : Akdeniz bölgesinde yetişen birtür ağaç |
Irmak : En büyük akarsu, nehir |
Işık : Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke |
Işık : Cisimleri görmemizi sağlayan fiziksel erke |
Işıkhan : Işıklı han |
Işılay : Ay ışığı, mehtap |
Işıltı : Parıltı, titrek ışık |
Işın : Bir ışık kaynağından çıkan ışık demeti |
Işın : Bir ışık kaynağından çıkan ışık çizgisi |
Işıtan : Aydınlatan, ışık veren |
Itır : Güzel koku / Çiçek |
İdil : Kır hayatını anlatan şiir, ya da yazı - İçten, saf aşk |
İlayda : Su perisi |
İlbey : Egemen olan |
İlcan : Ülkede en sevilen |
İlcan : Ülkenin canı, sevdiği |
İlgi : İlişki - Yakınlık duyma |
İlgin : Yabancı, gurbette yaşayan |
İlham : İçe doğma, esin |
İlhan : Bir ülkenin egemen hanı |
İlkan : İran'da devlet kuran Türk hükümdarı |
İlkay : Ayın ilk günlerindeki hali |
İlkay : Ayın ilk hali |
İlkben : Ben ilk'im anlamında |
İlkcan : İlk doğan erkek çocuklara verilen ad |
İlke : Temel düşünce, prensip - Temel bilgi - Davranış kuralı |
İlke : Temel düşünce, ana görüş ve inanış |
İlker : İlkle ilgili, ilk erkek çocuk |
İlkin : Öncelikle, ilkle ilgili, ilk olan |
İlkin : Önce, öncelikle |
İlknur : Ayın ilk hali |
İlksen : Önce sen anlamında |
İlkyaz : Bahar sonu, Yaz başlangıcı |
İlsu : lkenin suyu, bereketi |
İltekin : Tek eşsiz ülke |
İlter : Yurdunu seven, koruyan |
İlter : Yurdunu seven, koruyan |
İmge : Zihinde tasarlanan /düş hayal gibi gerçekleşmesi özlenen şey |
İmren : Görünen bir şeyi ya da bir isteği elde etme isteği |
İnal : Kendisine inanılan |
İnan : Dizgin - Yönetme - İman |
İnci : İstiridyede oluşan küçük değerli süs tanesi |
İpek : İpek böceği kozası çözülerek çıkarılan ince parlak tel |
İrem : Cennet / Şam ya da Yemende bulunduğu ileri sürülen eski ünlü bahçe |
İsmail : İbrahim peygamberin Tanrı'ya kurban adadığı oğlunun adı |
İşcan : Çalışkan |
İyem : Güzellik |
İzel : İz + El /El izi anlamında |
İzgi : İyi, güzel, adaletli |
Jale : Kırağı, çiğ, şebnem |
Jerfi : Derinlik |
Jiyan : Kızgın, hışımlı |
Jülide : Karışık, dağınık saç |
Kaan : Hükümdar, hanların hanı |
Kahraman : Savaşta yiğitlik gösteren, cesur |
Karacan : Esmer - Küçük ağaçcık |
Karahan : Esmer hükümdar |
Karan : Kahraman, yürekli - Karanlık |
Karanfil : Kokulu bir çiçek |
Karatay : Selçuklu devlet adamı |
Kardelen : Baharda çok erken açan bir çiçek - Çiğdem |
Karmen : Parlak kırmızı |
Kartal : Yırtıcı bir tür kuş |
Kartay : Yaşlı, pir |
Kaya : Büyük ve sert taş kütlesi |
Kayra : Büyük birinden gelen iyilik - İhsan |
Kerem : Cömertlik, soyluluk büyüklük |
Keyhan : Dünya |
Kılıç : Sivri uçlu,keskin, çelikten silah |
Kırca : Dolu - Ufak taneli kar - Borayla gelen yağmur |
Kırdar : Ölçülü davranış |
Kırhan : Kırçıl han |
Kıvanç : Sevinç, hoşlanma |
Kıvılcım : Yanan mddeden sıçrayan küçük ateş parçası -Harekete geçiren |
Kıvılcım : Yanan bir maddeden sıçrayan ateş parçası |
Kiraz : Gülgillerden bir meyva ağacının sulu |
Kolçak : Yiğit, mert, koçak |
Konur : Bozla sarı arası bir renk - Yanık kırmızı - Gururlu, kibirli - Kahraman, |
Koral : Sınır muhafızı |
Koralp : Yiğit sınır muhafızı |
Koray : Kamış, kargı gibi, içi boş şeyler |
Korcan : Kanı sıcak, kanı kaynayan |
Korçak : Heykel |
Korhan : Ateş gibi hakan |
Korkut : Büyük dolu tanesi - Hayali yaratık |
Kortan : Kor renkli tanyeri - Yalçın kaya - Pelikan |
Köker : Köklü soydan gelen |
Köksal : Kökünü derinliklere sal anlamında |
Kubat : Kaba, şişman |
Kumru : Güvercinden küçük boz renkli kuş |
Kuntay : Ay gibi sağlam, güçlü |
Kunter : Sağlam, kuvvetli |
Kurtuluş : Kötü, tehlikeli durumdan kurtulma |
Kutan : Dua, yalvarma - Saka kuşu |
Kutbay : Uğurlu kişi |
Kuter : Kutlu, uğurlu kişi |
Kuthan : Kutlu hükümdar |
Kutlay : Kutlu, uğurlu ay |
Laçin : Bir cins şahin - Sarp, yalçın |
Lale : Yaprakları uzun, çiçekleri kadeh biçiminde çeşitli renkleri olan soğanlı bir süs bitkisi |
Levent : Eski deniz erlerine verilen ad |
Leyla : Uzun ve karanlık gece |
Manço : Manda yavrusu |
Manolya : Beyaz, güzel kokulu ağaç ve çiçekleri |
Maral : Dişi geyik, ceylan, karaca |
Mehtap : Ay ışığı, Dolunay |
Melda : İnce ve taze vücutlu |
Melih : Güzel, şirin |
Melike : Kadın hükümdar, hükümdarın karısı |
Melis : Bal arısı |
Melisa : Baklagillerden, yaprakları liomu andıran kokulu bir bitki |
Melodi : Ezgi, müzik parçası |
Meltem : Yazın, karadan denize doğru esen mevsim rüzgarı |
Menekşe : İnce saplı, ufak mavi çiçekli güzel kokulu bitki |
Mengi : Ebedi, ölümsüz |
Mengü : Ebedi, ölümsüz |
Mengü : Ölümsüz, ebedi |
Mengüç : Güçlü ben / Men + güç |
Meriç : Ülkemizin Bulgaristan sınırındaki nehir |
Meriç : Bulgaristanla olan sınırımızda bulunan bir nehir |
Merih : Dokuz gezegenden biri (Mars) |
Merih : Güneş sistemimizdeki 5. gezegen |
Mert : Sözünün eri, sözünde duran |
Merve : Mekke yakınlarında bir dağ |
Mete : Büyük Hun imparatoru |
Metin : Sağlam, dayanıklı |
Mimoza : İnce sarı yapraklı çiçek açan bir süs bitkisi |
Mine : Maden eşya üstündeki renkli sır tabakası |
Miray : Yılın ilk aylarında doğan / Güneş gibi ay gibi parlayan |
Murat : Arzu, istek, dilek |
Mutlu : Mesud, bahtiyar |
Müge : İnci çiçeği |
Müjde : İyi haber, sevinçli haber |
Müren : Akarsu, dere, ırmak |
Nadir : Ender, az bulunur, seyrek |
Nazan : Nazlanan, işve yapan, cilve yapan |
Nedim : Yakın dost, samimi arkadaş |
Neslihan : Han soyundan gelen |
Nihat : Tabiat, huy |
Nil : Afrika kıtasında bir nehir |
Nilüfer : Geniş yapraklı, durgun sularda yetişen bir su bitkisi |
Nisa : Kadın |
Nisan : Yılın dördüncü ayı |
Numan : Kan / gelincik |
Nur : Işık, parıltı aydınlık, Allah'ın gönderdiği ışık |
Nurkan : Aydınlık, temiz soydan gelen |
Nurperi : Peri kadar aydınlık, güzel |
Oflaz : Eksiksiz, tam - Gürbüz, yakışıklı - Becerikli - Eflatun |
Oğuz : Doğru ve iyi adam, sağlam, güçlü |
Okan : Anlama, öğrenme |
Okşan : Sevil, sevgiye değer ol |
Oktay : Çok hiddetli, kızgın |
Olca : Düşmandan ele geçirilen mal, ganimet |
Olcay : Talih, baht, ikbal |
Onur : Şeref, haysiyet, izzet-i nefs |
Orçun : Ahlak, Töre |
Orkide : Az bulunup zor yetiştirilen değerli bir çiçek |
Orkun : Or+khun (han) Kentin hanı |
Oya : İpek ibrişim kullanılarak iğne, fırkete gibi şeylerle yapılan ince dantel |
Ozan : Halk şairi |
Ömer : Dirlik, canlılık yaşam gücü |
Ömür : Yaşama süresi - Hayat |
Önder : Lider, yönetici, şef |
Öykü : Hikaye / Masal |
Özel : yalnız birine ait. ondan başkasının değil |
Özgül : Bir türe ait olan - Özü gül gibi olan |
Özgün : Orijinal, diğerlerine benzemeyen |
Özgür : Serbest, hiçbir koşula bağlı olmayan |
Özkan : Temiz kan, soylu kişinin kanından gelen |
Özlem : Hasret, birine ya dabir yere duyulan görme arzusu |
Öznur : Özü ışıklı, aydınlık |
Öztürk : Soyu Türk olan |
Pakel : Sezgi, anlayış, dikkat |
Pamir : Herşeye gücü yeten |
Papatya : Taç yaprakları beyaz, ortası sarı baharda açan bir kır çiçeği |
|
Parla : Parlamak fiilinin emir kipi, 3. tekil şahıs |
Pars : Yırtıcı bir hayvan |
Paydaş : Dünya |
Pekcan : Sıkı canlı, yufka yürekli olmayan |
Peker : Güçlü erkek |
Pelin : Siyah ve beyaz renkte acı kokulu bir tür bitki |
Pelinsu : Pelin + Su (Bkz Pelin) |
Perçem : Kakül - Mızrak, bayrak gibi şeylerin üzerine konulan püskül |
Peren : Ülker yıldızı |
Peri : Çok güzel, çekici, dişi cin |
Perker : Beyaz ay,dolunay |
Petek : Arıların bal depoladığı yuvacık |
Pınar : Suyun topraktan kaynayıp geldiği yer |
Pırıltı : Parıldayan şeylerin çıkardığı ışık |
Polat : Sertleştirilmiş , su verilmiş demir |
Poyraz : Kuzeydoğu yönünden esen rüzgar |
Pozan : Candan,cana yakın |
Püren : Sarı, kırmızı renkte açan küçük yapraklı bir tür ot |
Rana : Güzel, hoş |
Renan : Kızıl kan |
Rengin : Parlak renkli - Hoş süslü |
Reyhan : Fesleğen, güzel kokulu bitki |
Rıdvan : Cennetin kapıcısı olan melek |
Rüya : Düş / Uyku anında bilinç altında oluşan kurgular |
Sabah : Günün başlangıcı |
Sabah : Günün başlangıcı |
Sanay : Ay gibi güzel |
Sanberk : |
Sancar : Kısa kama - Saplar, batırır |
Sanem : Put - Güzel kadın |
Saner : Ünlü, tanınmış |
Sanver : Adın duyulsun, ünlen |
Sargın : Candan, içten |
Sarp : Dik geçilmesi ve çıkılması güç |
Sarper : Sert, güçlü |
Savaş : İki ya da daha çok tarafın vuruşması , kavgası |
Sayhan : Adaletli hükümdar |
Sazak : Kuvvetli ve soğuk rüzgar - Bataklık, sazlık - Kaynak, pınar |
Seçil : Seçilmiş olan |
Seçil : Beğenilen, seçilen |
Seçkin : Seçilmiş olan |
Sedef : Midye ve istiridye gibi hayvanların beyaz ışıltılı parlak kabuğu |
Seden : (Sedan) sesin, seslenişin |
Selcan : Hareketli, coşkulu |
Selcan : Coşkun, taşkın |
Selçuk : Sel gibi akan |
Selen : Haber, havadis, kulakla duyulan,işitilen |
Selim : İyileşmesi kolay hastalık |
Selin : Senin Sel'in, Sana ait sel |
Selman : Barış içinde, huzurlu |
Selvi : Yaz kış yeşil kalan ince uzun birağaç |
Semih : Bol, cömert gönüllü |
Semin : Değerli, pahalı |
Sena : Övme, övüş - Şimşek parıltısı |
Senay : Ay gibisin sen anlamında |
Senem : Tapılacak kadar güzel kadın, sevgili |
Seralp : Baş yiğit |
Seray : Ay gibi güzel |
Sercan : Canların özü, canın başı |
Seren : Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç |
Sergen : Raf, bir şeylerin dizili olduğu yer |
Serin : Ilıkla soğuk arası |
Serra : Rahatlık, kolaylık |
Sertaç : Baştacı |
Sertap : İnatçı |
Serter : Sert + Er, sert erkek |
Serva : Masal |
Server : Bir topluluğun en ileri geleni, baş, şef, reis |
Seval : Severek alınan |
Sevcan : Sevgili insan |
Sevgi : Aşk, sevme duygusu |
Sevil : Sevgiye değer, sevilen |
Sevilay : Ay gibi hep sevilen |
Sevin : Memnun ol, neşelen |
Sevtap : Aşırı, tapacak kadar sevgi duyan |
Sezal : Sezgili |
Sezen : Sezgisi güçlü olan |
Sezer : Sezgisi güçlü olan |
Sezer : Sezgisi güçlü olan |
Sezgi : Anlama, sezme yeteneği |
Sezgin : Duygulu, anlayışlı |
Sezgin : Sezme yeteneği olan, duygulu, anlayışlı |
Sıcak : Sıcakkanlı, cana yakın |
Sıla : Gurbete çıkanın doğup büyüdüğü yer |
Sibel : Bulutla yer arasında yere düşmeyen yağmur damlası / Buğday başağı |
Simge : Alamet, sembol, birşeyi anlatan im, imge |
Sinan : Süngü ve mızrak gibi şeylerin sivriucu |
Sinem : Benim tenim, benim vücudum, göğsüm |
Solmaz : Güzelliğini, tazeliğini uzun süre koruyan |
Sonat : Bir veya iki çalgı için yazılmış 3-4 bölümlü müzik eseri |
Sonay : Yılın son ayı |
Soner : Son erkek , son yardımı yapan |
Songur : Şahin - Ağır, hantal |
Songül : Son açan gül |
Soysal : Uygar |
Sökmen : Yiğitlere veilen san |
Su : Rengi kokusu ve tadı olmayan saydam sıvı madde |
Sultan : Hükümdar ailesinden, anne, kızkardeş |
Suna : Boylu poslu endamlı / Erkek ördek |
Sunay : Ay sun, ay ışığı sun |
Şafak : Gündoğumundan önceki aydınlık |
Şebnem : Çiğ, gece nemi, jale |
Şelale : Büyük çağlayan, çavlan, akarsunun yüksekten yere düştüğü bölümü |
Şermin : Utangaç |
Şiir : Zengin sembollerle uyumlu seslerle ortaya çıkan edebi anlatım biçimi |
Şirin : Cana yakın, sevimli |
Şölen : Eğlence, kutlama, şenlik |
Şule : Alev, ateş alevi |
Taçnur : Mutluluk |
Tamay : Sabırlı, dayanıklı |
Tamay : Dolunay |
Tamer : Tam erkek |
Tan : Şafak vakti |
Tanay : Şafak ve ayın birarada olması |
Taner : Aydınlık erkek |
Tarık : Sabah yıldızı |
Tayfun : Çok zorlu bir fırtına |
Tekgül : Durgun - Kendi halinde sessiz |
Tennur : Yüksek, ulu |
Teoman : Oğuz Han'ın Babasının adı |
Tilbe : Put - Güzel kadın |
Tolga : Bir tür savaş başlığı, kask |
Tolunay : Dolunay |
Tuba : Sanat eseri yaratan - Yapan , oluşturan |
Tuğçe : Dakikanın altmışta biri |
Tunay : Mehtap, ay ışığı, gece görülen aydınlık |
Tutku : İradeyi aşan güçlü coşku, ihtiras |
Uçar : Sezgi, anlayış, dikkat |
Uçhan : Sert, çatık kaşlı veya Aslan |
Uçkan : Allah'ın kulu |
Ufuk : Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü sınır |
Uğur : İyilik müjdesi, nesnelerde varolduğuna inanılan iyilik kaynağı |
Uğuralp : Dünya,varlık |
Uğurcan : Doğruluk gösteren-Adaletli davranan |
Ulaç : Cennette ölümsüzlüğe kavuşan |
Ulaş : Çok övülmüş,methedilmiş |
Ulunay : Dürüst,güvenilir |
Umay : Üzerinden geçtiği kişilere mutluluk getirdiğine inanılan kuş, Devlet kuşu |
Umur : Görgü, tecrübe |
Umur : Görgü, deneyim |
Umut : Ümit, geleceğe güven duygusu |
Umut : Ummak, beklemek, ümit etmek |
Ural : Aydınlık gece |
Utkan : Din uğruna çalışan |
Utku : Zafer, üstünlük sağlama, yenme |
Uygur : Şanı şerefi en yüksek olan |
Uzay : Sonsuz boşluk |
Uzay : Bütün varlıkları kaplayan sonsuz boşluk |
Uzel : Usta, becerikli |
Uzel : Sevdalı,aşık |
Uzer : Kahraman,cesur,savaşçı |
Ülfer : Irmak, büyük su |
Ülgen : Yüce, ulu - İyilik tanrısı |
Ülkem : Yurdum, vatanım |
Ülker : Boğa burcunda yedi yıldızdan biri |
Ülker : Gökyüzünün kuzey kıyısında bir yıldız takımının adı |
Ülkü : Amaç, ideal |
Ümit : Umut / Ummak, beklemek, ümit etmek |
Ümran : Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık |
Ümran : Mutluluk bolluk bereket / Bayındırlık |
Ünal : Ün almakla ilgili |
Ünalp : Tanınmış, ünlü yiğit |
Ünay : Ay gibi tanınmış, ünlü |
Üner : Tanınmış, ünlü |
Ünkan : Tanınmış soydan gelen |
Ünsal : Adın duyulsun, ünlen |
Ünseli : Ünü sellere benzeyen |
Ünverdi : Adını duyuran, tanınan |
Üstay : Ay gibi yüce, yüksek |
Üster : Baş yiğit |
Varol : Var olmakla ilgili / yüceltme ünlemi |
Vedat : Dostluk, sevme, sevgi |
Vicdan : İyiyi kötüden ayırmaya yarayan şuur, ahlak |
Vildan : Yeni doğmuş çocuklar |
Volkan : Yanardağ |
|
Vural : Vurup almakla ilgili |
Vuslat : Kavuşma, yetişme, ulaşma |
Yağmur : Yeryüzüne düşen yağışın sıvı halinde olanı |
Yamaç : Dağın ya da tepenin bir yanı - Karşı - Yan, yakın |
Yasemin : Kokulu çiçekler açan bir tür ağaççık |
Yaşar : Yaşayan, yaşamakla ilgili |
Yavuz : Yaman, pek sert |
Yeliz : Yel ve iz rüzgar ve izi anlamında |
Yener : Üstün gelen, kazanan |
Yeşim : Yeşil renkli değerli taş |
Yıldıray : Ayla ilgili / yıldır yıldır parlamak ay gibi |
Yıldız : Güneş ve ay dışında gökyüzündeki ışıklı cisimlerden her biri |
Yılmaz : Korkusuz, yılmayan |
Yiğit : Güçlü, cesur |
Yonca : Birçok türü bulunan bitki |
Yücel : Yücelmiş olan |
Yüksel : Manevi anlamda yükselmek, yücelmek |
Yüksel : Özellikle manevi anlamda yüce ol |
Zafer : Savaş ve uğraşla elde edilen başarı, sonuç |
Zeren : Anlayışlı, zeki |
Zeynep : Değerli taşlar, mücevherler |
Zirve : Doruk, tepe noktası |
Zorlu : Güçlü, tuttuğunu koparan |
Zuhal : Satürn |
|
|
|
|
|
|
|
|